I'm not brave, I admit; but I'm not superstitious.
- Kabul ediyorum, cesur değilim ama batıl inançlı değilim.
I've never been a superstitious person.
- Asla batıl inançlı bir insan olmadım.
Magic is the art of changing superstition into money.
- Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır.
My whole life long, I fought against superstition.
- Ben tüm hayatım boyunca, batıl inanca karşı savaştım.
That's just superstition.
- O sadece batıl inanç.
This superstition still lingers on among them.
- Bu batıl inanç onların arasında hala devam ediyor.
I'm not superstitious.
- Ben batıl inançları olan biri değilim.
Are you a superstitious person?
- Batıl inançları olan bir kişi misiniz?
I've never been a superstitious person.
- Asla batıl inançlı bir insan olmadım.
I'm not brave, I admit; but I'm not superstitious.
- Kabul ediyorum, cesur değilim ama batıl inançlı değilim.