baskı yapmak

listen to the pronunciation of baskı yapmak
Türkisch - Englisch
{f} press

I'm not here to put pressure on you. - Burada sana baskı yapmak için bulunmuyorum.

We don't want to pressure you. - Sana baskı yapmak istemiyoruz.

{f} force
use force (with)
put pressure on
oppress

The government of that country oppresses its people. - O ülkenin hükümeti insanlarına baskı yapmaktadır.

press for
1. to put pressure on. 2. to use force (with). 3. to oppress
to pressurize, to push, to coerce
{f} impress
{f} coerce
{f} urge
{f} tyrannize
{f} pressurize
{f} pressure

We don't want to pressure you. - Sana baskı yapmak istemiyoruz.

I'm not here to put pressure on you. - Burada sana baskı yapmak için bulunmuyorum.

apply pressure
put pressure

I'm not here to put pressure on you. - Burada sana baskı yapmak için bulunmuyorum.

{f} push
steamroller
domineer
{f} constrict
{f} subdue
use force
put the bite on smb
lean on
keep down
sit upon
{f} stress
put leverage on smb
press gang smb. into doing smth
{f} squeeze
urge against
bear against
{f} constrain
baskı yap
coerce

He was coerced into helping the thieves. - Hırsızlara yardım etmesi için baskı yapıldı.

baskı hatası yapmak
misprint
baskı yap
press for
baskı yap
clamp down on
baskı yap
tyrannize over
baskı yapma
press-gang
baskı yapma
suppresion
ofset baskı yapmak
offset
otograf baskı yapmak
autograph
serigrafi baskı yapmak
screenprint
ön baskı yapmak
preprint
Türkisch - Türkisch
Oyuncunun rahat hareket etmesini engellemek
Bir kimseyi bir işi yapmaya zorlamak, zor kullanmak
baskı yapmak
Favoriten