baskı

listen to the pronunciation of baskı
Türkisch - Englisch
print

Mistakes in the printing should be pointed out at once. - Baskıdaki hatalara derhal dikkat çekilmelidir.

This book is out of print. - Bu kitabın baskısı tükendi.

restraint

Despite his restraint, he agreed to it. - Onun baskısına rağmen, o, onu kabul etti.

printing

Mistakes in the printing should be pointed out at once. - Baskıdaki hatalara derhal dikkat çekilmelidir.

The first printing machine was invented by Gutenberg. - İlk baskı makinesi Gutenberg tarafından icat edilmiştir.

{i} pressure

I work better under pressure. - Baskı altında daha iyi çalışırım.

The pressure for tax reform is growing. - Vergi reformu için baskı artıyor.

{i} oppression

We must do everything we can to fight oppression wherever it occurs. - Nerede olursa olsun baskıyla mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız.

Many have suffered oppression and misery for a long period of time under the rule of colonialism. - Birçoğu sömürgeciliğin egemenliği altında uzun bir süre baskı ve sefaletten çekmiştir.

press

I work better under pressure. - Baskı altında daha iyi çalışırım.

Several politicians exerted strong pressure on the committee. - Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.

force

Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force. - Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.

She forced him to eat his vegetables. - Sebzelerini yemesi için ona baskı yaptı.

edition

Is there a paperback edition of this book? - Bu kitabın karton kapaklı baskısı var mı?

This edition is limited to seven thousand copies. - Bu baskı yedi bin nüsha ile sınırlı.

(Hukuk) repression

The seed of revolution is repression. - Devrimin tohumu baskıdır.

crackdown
typographic
stress

I'm feeling stressed. - Ben baskı hissediyorum.

Gravity stresses the human body. - Yerçekimi insan vücuduna baskı yapıyor.

coercion
crush
press, baling press
thrust
heat
hem
duress
press; pressure
press; pressure; printing, edition, impression; oppression, compulsion, duress; (giyside) hem
impression
screw
piezo
stamp (for printing fabrics)
printing; edition; number of copies printed
lever (of a press)
compulsion; constraint
squeeze
constraint, restraint, pressure
{i} suppression

Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force. - Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.

{i} leverage
heavy hand
(Bilgisayar) version
(Bilgisayar) printout
strain

The rope broke under the strain. - Halat baskı altında kırıldı.

Tom has been under a great deal of strain lately. - Tom son zamanlarda büyük bir baskı altında.

strong hand
(Askeri) processing
probe
clutch
issue

A new serial will begin in next month's issue. - Gelecek ayın baskısında yeni bir dizi başlayacak.

constraint

There was a feeling of constraint in the room; no one dared to tell the king how foolish his decision was. - Odada bir baskı hissi vardı; Hiç kimse krala kararının ne kadar aptalca olduğunu söylemeye cesaret etmedi.

I think I've showed considerable constraint under the circumstances. - Ben bu koşullar altında önemli bir baskı gösterdiğimi düşünüyorum.

compulsion
coaction
mail
transfer
coerce

He was coerced into helping the thieves. - Hırsızlara yardım etmesi için baskı yapıldı.

{i} imprint
{i} urgency
{i} discipline
arm twisting
baskı yapmak
{f} press

I'm not here to put pressure on you. - Burada sana baskı yapmak için bulunmuyorum.

I don't wanna press you. - Sana baskı yapmak istemiyorum.

baskı yapmak
{f} force
baskı altında tutmak
repress
baskı hatası
misprint

That has to be a misprint. - O bir baskı hatası olmalı.

As it was printed in haste, the book has many misprints. - Alelacele basıldığı için kitapta birçok baskı hatası var.

baskı hatası yapmak
misprint
baskı kalıbı
punch
baskı yapan
repressive
baskı (manevi)
pressure
baskı altında kalma
smother
baskı altına almak
suppress
baskı altında
under pressure

I'm always under pressure. - Ben hep baskı altındayım.

Tom's cool, calm, and collected, even under pressure. - Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında.

baskı altında olmak
Be under pressure
baskı aracı
print tool
baskı kapağı
(Mühendislik) Thrust cover
baskı makinesi
Printing press, printing machine
baskı sanatları
imprint art
baskı yapmak
use force (with)
baskı yapmak
put pressure on
baskı yapmak
oppress

The government of that country oppresses its people. - O ülkenin hükümeti insanlarına baskı yapmaktadır.

baskı alanı
printing area
baskı altında
under duress, under pressure
baskı altında olan
hard pressed
baskı altında olmak
to be under constraint or pressure
baskı altında tutmak
coerce
baskı altında tutmak
restrain
baskı altında tutmak
press smb. close
baskı altında tutmak
to keep (someone) under (one's) thumb
baskı altında tutmak
concuss
baskı altında tutmak
to keep down
baskı arabası
printing car
baskı astarı
back gray, back cloth
baskı atölyesi
press room
baskı blanketi
printing blanket
baskı bloğu
printing block
baskı boyası
print paste
baskı demiri
swage
baskı deseni
printing pattern, printing design
baskı devre (montaj)
(Askeri) printed wiring board (assembly)
baskı grubu
pressure group
baskı grupları
(Hukuk) pressure groups, lobbies
baskı hataları
corrigenda
baskı hatası
printer's error
baskı hatası
corrigendum
baskı hatası
typographic error
baskı hızı
printing speed
baskı kalenderi
embossing calender
baskı kalitesi
print quality, letter quality
baskı kalıbı
printing block
baskı kalıbı
swage
baskı kalıbı
plate
baskı kalıbı
stamping die
baskı kalıbı die
for embossing or printing a book cover
baskı kopyası
press copy
baskı kuyruğu
print queue
baskı kâğıdı
printing out paper
baskı levhası
platen
baskı makinesi
printing press, printing machine, press
baskı makinesi
stamping press
baskı makinesi
rolling press
baskı masası
printing table
baskı mili
thrust shaft
baskı mumlu bezi
tympan
baskı mürekkebi
printer's ink
baskı odası
press room
baskı patı
printing paste
baskı plakası
pressure plate
baskı pulu
thrust washer
baskı rejimi
coercion
baskı sayısı
printing, number of copies printed
baskı sayısı
circulation
baskı silindiri
roller
baskı silindiri
presser
baskı silindiri
printing cylinder, printing roller
baskı sırasında yetiştirilen haber
stop press
baskı tekniği
autography
baskı tekniği
printing technique
baskı valsi
printing roller
baskı ve yayınevi özelliklerini basmak
imprint
baskı yapan
domineering
baskı yapma
press-gang
baskı yapmak
press for
baskı yapmak
1. to put pressure on. 2. to use force (with). 3. to oppress
baskı yapmak
to pressurize, to push, to coerce
baskı yatağı
thrust bearing
baskı yayı
pressure spring
baskı yoğunluğu
print density
baskı yönetimi
despotism
baskı yöntemi
printing method
baskı yüzeyi
printing area
baskı çekici
face hammer
baskı şablonu
printing screen, printing stencil
batik baskı
batik printing
baskı yapmak
{f} impress
baskı yapmak
{f} coerce
baskı yapmak
{f} urge
baskı yapmak
{f} tyrannize
baskı yapmak
{f} pressurize
baskı yapmak
{f} pressure

We don't want to pressure you. - Sana baskı yapmak istemiyoruz.

I'm not here to put pressure on you. - Burada sana baskı yapmak için bulunmuyorum.

prova baskı
proof
baskı yapmak
apply pressure
baskı yapmak
put pressure

I'm not here to put pressure on you. - Burada sana baskı yapmak için bulunmuyorum.

baskılar
prints
birinci baskı
first edition
manevi baskı altında olmak
be under pressure
mavi baskı
(Askeri,Bilgisayar) blueprint
offset baskı
(Matbaacılık, Basımcılık) offset printing
politik baskı
(Politika, Siyaset) political pressure
prova baskı
(Matbaacılık, Basımcılık) proofing
prova baskı
pull
renkli baskı
color printing
siyasi baskı
(Politika, Siyaset) political pressure
sosyal baskı
(Pisikoloji, Ruhbilim) social pressure
sınırlı baskı
limited edition
taslak baskı
(Bilgisayar) print draft
tekrar baskı
(Askeri) reprint
tipo baskı
(Matbaacılık, Basımcılık) letterpress printing
toplumsal baskı
social pressure
yeni baskı
re-edition
zemin baskı
(Teknik,Tekstil) first print
zorlama baskı
coercion
baskı yapmak
{f} push
baskı yapmak
steamroller
baskı yapmak
domineer
dijital baskı
Digital printing
matbaa. baskı yapılan
printing. the printing
yalı baskı
Weatherboarding, siding
Düşman Hava Savunmasının Baskı Altına Alınması
(Askeri) suppression of enemy air defenses
alt baskı
bottom printing, first print
askeri baskı
military pressure
ayrı baskı
offprint
aşındırma baskı
discharge printing
aşındırma baskı patı
discharge printing paste
baskı yapmak
{f} constrict
baskı yapmak
{f} subdue
baskı yapmak
use force
baskı yapmak
put the bite on smb
baskı yapmak
lean on
baskı yapmak
keep down
baskı yapmak
sit upon
baskı yapmak
{f} stress
baskı yapmak
put leverage on smb
baskı yapmak
press gang smb. into doing smth
baskı yapmak
{f} squeeze
baskı yapmak
urge against
baskı yapmak
bear against
baskı yapmak
{f} constrain
blok baskı
block printing
bronz baskı
bronze printing
cinsel baskı
sexual oppression
değişik sayılardan derlenmiş baskı
variorum
değişik sayılardan derlenmiş baskı
variorum edition
değmeli baskı
contact print
direkt baskı
direct printing
dubleks baskı
duplex printing
dubleks baskı makinesi
(Teknik,Tekstil) reversible printing machine
dubleks baskı makinesi
duplex printing machine
düz baskı makinesi
platen machine
düzeltilmiş baskı
revise
elektrostatik baskı
xerography
etek baskı makinesi
(Tekstil) blind stitcher
etiket baskı makinesi
(Tekstil) label-printing machine
etnik baskı grupları
(Politika, Siyaset) ethnic pressure groups
flok baskı
flock printing
flok baskı makinesi
flock printing machine
fotoğraf ile ofset baskı
photooffset
hareketli baskı
(Askeri) rolling recoil
helezoni baskı yayı
(Otomotiv) helical compression spring
ilk baskı prova kâğıtları
sheets advance
indigo baskı
indigo printing
Türkisch - Türkisch
Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tazyik
Bası sayısı
Bir eserin basılış biçimi veya durumu: "Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı."- A. Ş. Hisar
Bir eserin basılış biçimi veya durumu
Hak ve özgürlükleri kısıtlayarak zor altında bulundurma durumu, tazyik: "Politik baskıların yanı sıra daha başka yasaklara da bağlıydık."- N. Cumalı
Karşı takım oyuncusunun hareketini ve sonuç almasını engellemek amacıyla uygulanan yakın savunma durumu
Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu
Otu arabayla taşırken kullanılan ağa
Giysinin içine kıvrılıp dikilen kenarı
Bir maddeyi sıkıp ezen alet, pres
Bir eserin basılarak tekrarlanan her bir kezi
yumruk
zor
pres
BASKI
(Osmanlı Dönemi) t. Basıp sıkacak, tazyik edecek şey. Sıkı tazyik
BASKI
(Osmanlı Dönemi) Bir eserin yeni basılışlarının her seferi
BASKI
(Osmanlı Dönemi) Kalıp, damga
BASKI
(Osmanlı Dönemi) Bir basmanın bir def'ada basılan miktarının tamamı. Meselâ: Bu lügatın baskısı 25.000 dir
BASKI
(Osmanlı Dönemi) Basan, ağırlık veren şey
baskı grubu
Bir işin yapılmasında, gerçekleştirilmesinde veya tamamlanmasında baskı oluşturan güç
baskı kalıbı
Kitap kaplarına süslemeler basmak için kullanılan kalıp
baskı resim
Gravür tekniği ile yapılan resim, kazıma resim
baskı yapmak
Oyuncunun rahat hareket etmesini engellemek
baskı yapmak
Bir kimseyi bir işi yapmaya zorlamak, zor kullanmak
düz baskı
Kalıp izlerini önce kauçuğa, kauçuktan da kâğıda geçirmeye yarayan çift kopyalı baskı yöntemi, ofset
lüks baskı
Kitapların iyi cins kâğıt ve özel ciltli kapaklara basılan biçimi
oyma baskı
Çinko, bakır, tahta gibi levhalara kazıma ile yapılan resimleri kâğıda basma tekniği
taş baskı
Taş basması
Englisch - Türkisch

Definition von baskı im Englisch Türkisch wörterbuch

baskı resim
baskı tekniği ile yapılan resim
baskı

    Silbentrennung

    bas·kı

    Aussprache

    Etymologie

    [ 'bask ] (verb.) 14th century. Middle English, probably from Old Norse bathask, reflexive of batha to bathe; akin to Old English bæth bath.

    Gemeinsame Collocations

    baskı yapmak
Favoriten