Bu fikir benim iddiamın temelidir.
- This idea is the basis of my argument.
Her şey temelden başlar.
- Everything starts from the basis.
Biletler, performansın yapıldığı gecede ilk gelene, ilk hizmet esasına göre ücretsizdir.
- Tickets are free on a first-come, first-serve basis on the night of the performance.
Biz parça başı esasına göre çalışırız.
- We work on a piecework basis.
Selamlar, görgü kurallarının temelidir.
- Greetings are the basis of good manners.
Red Light Işınlama GDR'de günlük bazda kullanılan bir kelimeydi.
- Red Light Irradiation was a word that was used on a daily basis in the GDR.
Günlük bazda şekerli içecekler içen bir kişi, on iki aylık dönemde 23 kilograma kadar şeker tüketecektir.
- A person who drinks sugary drinks on a daily basis will consume up to 23 kilograms of sugar in a twelve month period.
Her şey temelden başlar.
- Everything starts from the basis.
Biz parça başı esasına göre çalışırız.
- We work on a piecework basis.
The collection of all possible unions of basis elements of a basis is said to be the topology generated by that basis.
... So this data is at the basis of everything that Google does ...
... on the basis of institution. ...