The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
- Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
He has to have his blood pressure taken every day.
- O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
The company released a press release.
- Şirket bir basın bülteni yayınladı.