barely, hardly, scarcely

listen to the pronunciation of barely, hardly, scarcely
Englisch - Türkisch

Definition von barely, hardly, scarcely im Englisch Türkisch wörterbuch

scarce
kıt
scarce
nadir
scarce
{s} sınırlı

Bu ülkede petrol sınırlıdır. - Oil is scarce in this country.

Yiyecek çok sınırlıysa, öyleyse neden Gandhi henüz ölmedi? - If food is so scarce, then why hasn't Gandhi died yet?

scarce
seyrek

Yağmur bu ülkede seyrektir. - Rain is scarce in this country.

scarce
{s} zor bulunur
scarce
{s} az bulunur

Telefon kulübeleri burada çok az bulunur. - Telephone booths are very scarce around here.

Englisch - Englisch
scarce
barely, hardly, scarcely
Favoriten