bantlanmış

listen to the pronunciation of bantlanmış
Türkisch - Englisch
taped

Tom found Mary's note taped to his door. - Tom Mary'nin kapısına bantlanmış notunu buldu.

When Tom got home, there was an envelope taped to his front door. - Tom eve vardığında ön kapısına bantlanmış bir zarf vardı.

Past tense of to tape
secured or held in place by tape; "carefully taped pieces of glass served as a windowpane"
recorded on tape
bantla
{f} band
bantla
{f} taped

Tom found Mary's note taped to his door. - Tom Mary'nin kapısına bantlanmış notunu buldu.

All the papers were taped up and kept in the safe. - Tüm evraklar bantlandı ve kasada muhafaza edildi.

bantla
{f} tape

They made a frame with tape. - Bantla bir çerçeve yaptılar.

Tom's mouth was taped shut with duct tape. - Tom'un ağzı bir koli bandıyla bantlanarak kapatılmıştı.

bantlanmış
Favoriten