Tom is an investment banker.
- Tom bir yatırım bankacısı.
He is an able banker.
- O yetenekli bir bankacı.
The banking industry lobbied for deregulation.
- Bankacılık sektörü deregülasyon için lobi yaptı.
A banking scandal is sweeping across Capitol Hill.
- Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.
This is a post office and that is a bank.
- Bu bir postane, şu ise bir bankadır.
The bank lent him 500 dollars.
- Banka ona 500 dolar ödünç verdi.