Definition von bana im Türkisch Englisch wörterbuch
- me
- for me
- me, to me; for me
- me at
- ben
- i
- bana kalırsa
- personally
- bana göre
- to me
She is senior to me by six years.
- O bana göre altı yıl kıdemli.
You are everything to me.
- Sen bana göre her şeysin.
- bana ne
- who cares
- bana ne
- all I care
- bana ne
- that's not my bag
- bana yardım et
- give me a hand
- bana ait
- mine
- bana anlat
- (Bilgisayar) tell me about
- bana faturala
- (Bilgisayar) bill me
- bana gelince
- as far as i am concerned
- bana gelince
- as to me
- bana gelince
- for me
- bana göre
- in my book
- bana göre
- to my way of thinking
- bana göre
- from my point of view
From my point of view, Australia is one of the best countries in the world.
- Bana göre, Avustralya, dünyanın en iyi ülkelerden biridir.
- bana göre
- in my opinion
In my opinion, French is a hard language to learn.
- Bana göre, Fransızca öğrenmek için zor bir dil.
In my opinion, you're beautiful.
- Bana göre sen güzelsin.
- bana göre
- up to me
- bana göre
- to my mind
- bana göre
- from my standpoint
- bana göre
- (Konuşma Dili) to the best of my belief
- bana göre değil
- far be it from me
- bana göre hava hoş
- not that i care
- bana göre hava hoş
- it is all the same to me
- bana göre hava hoş
- it's all the same to me
- bana göster
- (Bilgisayar) show me
- bana gösterebilir misiniz?
- can you show me?
- bana kalırsa
- as far as i can see
- bana kalırsa
- in my judgment
- bana kalırsa
- up to me
- bana kalırsa
- as far as i am concerned
- bana kalırsa
- in my opinion
In my opinion, it's not a good idea.
- Bana kalırsa, bu iyi bir fikir değil.
- bana kalırsa
- i think
- bana kalırsa
- i dare say
- bana kalırsa
- if you ask me
- bana ne
- (Konuşma Dili) am i my brother's keeper
- bana ne
- what's that to me
- bana sor
- ask me
- bana sorma
- don't ask me
- bana söyleyebilir misiniz?
- can you tell me?
- bana vız gelir
- it leaves me cold
- bana yardım eder misiniz?
- can you help me?
- bana yardım et
- help me
- bana öyle geliyor ki
- i have a feeling (that)
- bana öyle geliyor ki
- i have a feeling that
- bana öyle geliyordu ki
- i was under the impression
- Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim
- (Atasözü) Tell me with whom thou goest and I'll tell thee what thou doest
- bana aptal dedin
- you called me stupid
- bana biraz zaman ver
- give me some time
- bana cevap ver
- answer me
- bana cevap ver
- give me an answer
- bana kalırsa
- me
- bana mesaj at tatlım
- text me sweety
- bana ne!
- What me!
- bana öğretebilir misin
- can you teach me?
- bana öğretebilir misin
- could you teach me?
- Bana bak
- Look here
- Bana bakma
- Don't count on me
- Bana göre hava hoş
- It doesn't make any difference (to me), It's all the same to me
- Bana ne
- what's that to me, who cares
- bana araba çarptı
- I was hit by a car
- bana atanmış
- (Bilgisayar) assigned to me
- bana bahane gösterme
- but me no buts
- bana bak
- i say
- bana bak
- heigh
- bana bir bira ısmarladı
- he treated me to a beer
- bana bu konuda yardım edebilir misiniz
- Will you help me with this problem
- bana bunu yapma
- (deyim) don't give me that
- bana check in yaptırdığımda bagaj kartı vermediler
- I didn't receive the claim tag when I checked in
- bana danışmadan
- without consulting my pleasure
- bana ders oldu
- this was a lesson to me
- bana değer vermiyorsun
- you don't appreciate me
- bana dokunma
- Don't touch me
- bana dokunmayan yılan bin yaşasın
- (Atasözü) The snake that doesn't touch me can live a thousand years for all I care
- bana dur durak yok
- i am on my legs all day
- bana gelen ileti
- (Bilgisayar) message to me
- bana gelince
- as to me, for me
- bana gelince
- for my part
- bana gelmez
- far be it from me
- bana göre
- as far as I'm concerned
It's a bit strange as far as I'm concerned.
- Bana göre o biraz tuhaf.
Tom can do whatever he likes as far as I'm concerned.
- Bana göre Tom hoşlandığı her şeyi yapabilir.
- bana göre hava hoş
- (Konuşma Dili) I don't care
- bana hatırlat
- put me in mind of it
- bana iyi bir neden göster
- give me one good reason
- bana kalsa gitmem
- i would rather not go
- bana kalsa gitmem
- i had rather not go
- bana kalırsa
- all I know
- bana kalırsa
- for my part
For my part, I don't like this picture.
- Bana kalırsa; bu resmi beğenmedim.
I, for my part, don't care.
- Bana kalırsa, umurumda değil.
- bana kalırsa
- as far as I'm concerned
- bana kalırsa
- as far as I am concerned; if it were up to me
- bana kalırsa
- for all i care
- bana kalırsa giderim
- i had rather go
- bana kalırsa giderim
- i would rather go
- bana kalırsa vız gelir
- forall i care
- bana mazeret uydurma
- but me no buts
- bana mısın dememek
- change nothing
- bana mısın dememek
- show no reaction to
- bana mısın dememek
- 1. to think nothing of, not to bat an eye at: Bir günde on dört saat araba sürmeye banamısın demiyor. He thinks nothing of driving fourteen hours in a day. 2. to remain unaffected (by), stand unmoved (by), not to appear affected in the least (by)
- bana mısın dememek
- a) to show no reaction to, not to care b) to have no effect, to change nothing, not to work
- bana mısın dememek
- have no effect
- bana ne
- big deal
- bana ne
- for aught I care
- bana sorarsan
- for all i care
- bana sökmez
- i don't buy it
- bana sökmez
- That won't do with me
- bana uyar
- it suits me
- bana uyar
- that's fine with me
- bana uymaz
- far be it from me
- bana ve aileme
- me and mine
- bana ve bizimkilere
- me and mine
- bana ver
- (Argo) gimme (give me)
- bana yardım edin
- help me
Please help me take this down.
- Lütfen bunu aşağı çekmek için bana yardım edin.
Help me! he repeated while waving his sabre.
- O, kılıcını sallarken bana yardım edin! diye tekrarladı.
- bana yardımcı olabilir misiniz
- Would you assist me
- bana yerli gibi davranma
- don't go native on me
- bana yutturamazsın
- i don't buy it
- bana zevk veriyor
- it gives me a kick
- bana çok pahalıya mal oldu
- i paid through the nose for it
- bana öyle geldi ki
- methought
- bana öyle geliyor ki
- it seems to me that
- bana öyle geliyor ki
- meseems
- bana şans dile
- cross your fingers for me
- ben
- beauty spot
- ben
- myself
I bought this book for myself, not for my wife.
- Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
- ben
- nevus
- ben
- the "I" part of the psyche
- Ben
- (Diş Hekimliği) naevus
- ben
- dark fleck of color (in the skin of a ripening fruit)
- ben
- freckle (on a person's skin)
- ben
- spot, macula (in the eye)
- bana ait
- belong to me
- ben
- (Anatomi) spiloma
- ben
- yours
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
Put yourself in my place.
- Kendini benim yerime koy.
- bir de bana sor
- tell me about it
- nasıl olsa bana inanmazsın
- (Ev ile ilgili) not like you would believe me anyway
- nasıl olsa bana inanmazsın
- (Ev ile ilgili) you wouldn't believe me anyway
- ver bana
- (Argo) gimme
- Bana ne
- So what
- ben
- ego
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
- ben
- mole
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
Tom has a mole under his left eye.
- Tom'un sol gözünün altında bir beni var.
- ben
- me
- 1 sana 2 bana
- 1 to you 2 to me
- 1 sana 2 bana
- one for you two for me
- Bana ait
- you belong to me
- Bana göre
- According to me
- Bana göre
- as far as i am concerned
- Bana uyar
- (deyim) works for me
- Bana uyar
- (deyim) it works for me
- bana ne
- me neither
- bana ne
- what is it to me
- bana ne
- aught
- bana uyar
- fine with me
- ben
- ive
- ben
- i'm
- gel bana
- I came
- l im. hola! yaheyl hey! bana bak!
- l im. hola! yaheyl hey! Look at me!
- Allah bana, ben de sana
- (Konuşma Dili) I'll pay you my debt when l can get some money
- Rabbena, hep bana!
- (Konuşma Dili) My God, what a greedy pig he is!
- bana göre
- {f} meseems
- ben
- mole, beauty spot
- ben
- mole; ego
- ben
- mole; beauty spot
- benim derdim bana yeter
- i have a lot on my plate
- benim derdim bana yeter
- i have enough trouble myself
- benim derdim bana yeter
- i have enough on my plate
- benim sorunum bana yeter
- i have a lot on my plate
- benim sorunum bana yeter
- i have enough trouble myself
- benim sorunum bana yeter
- i have enough on my plate
- bu bana olmadı
- It doesn't quite fit me
- bu bana tam uydu
- It fits well
- bu dansı bana lütfeder misiniz
- May I have this dance please
- bu zevk bana ait
- It's my pleasure
- bugün bana
- (ise) yarın (da) sana. (Atasözü) What has happened to me, may happen to you
- lütfen bana gösterin
- Please show me
- lütfen bana yardım eder misiniz
- Could you please help me
- o bana çarptı
- He ran into me
- sana pişmişse bana kotarılmış
- (Konuşma Dili) If you're happy with the way things are going, then so am I
- sana yalan, bana gerçek
- (Konuşma Dili) You don't seem to believe it, but I know it to be true
- sen o işi bana bırak
- leave it to me
- sen o işi bana bırak
- leave the matter to me
- sen onu bana bırak
- leave it to me
- sen onu bana bırak
- leave the matter to me
- siz bana bozuk para borç verebilir misiniz
- Can you lend me a dime
- vah bana
- woe is me
- var mı bana yan bakan
- Who dares to say me nay?
- vay bana
- woe is me
- ıneceğim yeri lütfen bana söyleyin
- Please tell me where to get off