Balon yavaş yavaş indi.
- The balloon descended slowly.
Balon havada süzülüyordu.
- A balloon was floating in the air.
Tom kağıdı bir top gibi kırıştırdı ve odanın içinde fırlattı.
- Tom crushed the sheet of paper up into a ball and threw it across the room.
Topu duvara doğru çekti.
- He tossed the ball towards the wall.
Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti.
- Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.
Bugünkü top oyununun iptal edilmeyeceğini umuyorum.
- I hope today's ball game won't be canceled.
Eğer teyzemin taşakları olsaydı, amcam olurdu.
- If my aunt had balls, she'd be my uncle.
Futbol topu yuvarlaktır.
- The soccer ball is round.
Top yuvarlaktır ve maç 90 dakika sürer.
- The ball is round, and the game lasts 90 minutes.
Top yuvarlaktır ve maç 90 dakika sürer.
- The ball is round, and the game lasts 90 minutes.
Futbol topu yuvarlaktır.
- The soccer ball is round.
The children were playing ball in the garden.
2007: A good tackle (and some bad ones) will bring a cry of Ball! from the crowd – a plea for a holding the ball free kick. — AFL Sydney Swans Rules Zone.