My sister-in-law invited me to lunch in their new house.
- Baldızım beni yeni evlerinde öğle yemeğine davet etti.
Fadil had an affair with his sister-in-law.
- Fadıl'ın baldızı ile bir ilişkisi vardı.
Linda is Dan's sister-in-law.
- Linda Dan'ın baldızı.
My sister-in-law had four children in five years.
- Baldızım beş yıl içinde dört çocuğa sahipti.