bakılmak

listen to the pronunciation of bakılmak
Türkisch - Englisch
nurse
(for something) to be attended to, be tended to, be seen to: O işe bakıldı. That task's been seen to
impersonal passive to look at; to gaze at
(for a child, a sick person, a thing) to be looked after, be cared for: Çocuğa iyi bakıldı. The child was well cared for
impersonal passive to pay attention to, heed, listen to
take care of
looked

The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space. - Yapay dünya uydularının fırlatılmasına yaygın olarak uzayın bir keşfi gözüyle bakılmaktadır.

treated
attended
looked after
looked at
bak
check it out
bak
look at

Every time I look at this picture, I think of my father. - Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım.

As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds. - Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.

bak
(Bilgisayar) lookup
bak
(Bilgisayar) look in

Look in the phone book. - Telefon rehberine bakın.

Look into that, would you? - Onun içine bak, ne dersin?

bak
look after

Lucy's mother told her to look after her younger sister. - Lucy'nin annesi ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.

Would you please look after my dog tomorrow? - Yarın köpeğime bakar mısın lütfen?

bak
{f} regarding
bak
{f} look

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

Many nights did he spend, looking up at the stars. - O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.

bak
{f} face

I'll never be able to look him in the face again. - Ben ona yüzüne karşı tekrar bakamayacağım.

She has an absent look on her face. - Yüzünde dalgın bir bakışı vardı.

bak
have one's wits about one
hekimce bakılmak
If you look at the physician be
bak
(abbr. for bakınız) see; cf. (compare)
bak
vide

Let me have a look at your video camera. - Video kamerana bir bakayım.

bak
behold
bak
or else
bak
{k} Till when
bak
{ü} lo
bak
{k} women's lib
bak
{k} Until when? till when
bak
{k} no way
Englisch - Englisch

Definition von bakılmak im Englisch Englisch wörterbuch

BAK
Basic Aeronautical Knowledge, an initial theory course for trainee pilots
BAK
extension of a backup file (Computers)
bak
Arresting Cable Prefix (e g , BAK-9)
bak
Backup ( bak) - Older version of a batch-file, by using this files you can restore the previous version of such a file if you want that for some reason
bak
Back at KB, when you return
bak
A suffix for filenames indicating a backed-up file You can usually delete bak files, provided you make sure that you have the most recent version and will not be needing the backup at any stage
bak
Backup file
bak
Back At Keyboard
bak
a threatening predator, however, Kilrathi do not eat other predators, as they believe them to have an extremely foul taste
Türkisch - Türkisch
Bakma işine konu olmak veya bakma işi yapılmak
Bakma işine konu olmak veya bakma işi yapılmak: "Öyle dik dik bakılmaya, sert hareketlere tahammül edemiyorlardı."- R. H. Karay
BÂK
(Osmanlı Dönemi) f. Korku, havf, çekinme, sakınma
bakılma
Bakılmak işi
Englisch - Türkisch

Definition von bakılmak im Englisch Türkisch wörterbuch

Bak
Bey, Türkçede erkeklerin kullandığı sanlardan birisidir. Diğerleri efendi, ağa, efe, çelebi, ağabey, amca, dayıdır. Eski Türkçedeki biçimi beğ idi
bakılmak
Favoriten