bakışta

listen to the pronunciation of bakışta
Türkisch - Englisch
at glance
bak
check it out
ilk bakışta
at first glance

Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person. - Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.

Now I see that I misunderstood the sentence at first glance. - Şimdi görüyorum ki, ilk bakışta cümleyi yanlış anlamışım.

bak
look at

Meg didn't even look at me. - Meg bile bana bakmadı.

Look at this Japanese car. - Bu Japon arabasına bak.

bak
(Bilgisayar) lookup
bak
(Bilgisayar) look in

Look into that, would you? - Onun içine bak, ne dersin?

Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person. - Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.

bak
look after

She asked me to look after her baby in her absence. - Onun yokluğunda bebeğine bakmamı rica etti.

Would you please look after my dog tomorrow? - Yarın köpeğime bakar mısın lütfen?

bak
{f} regarding
bak
{f} look

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

bak
{f} face

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

Seen at a distance, the rock looked like a human face. - Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.

bak
have one's wits about one
ilk bakışta aşk
Love at the first sight
bak
(abbr. for bakınız) see; cf. (compare)
bak
vide

Let me have a look at your video camera. - Video kamerana bir bakayım.

bak
behold
bak
or else
bak
{k} Till when
bak
{ü} lo
bak
{k} women's lib
bak
{k} Until when? till when
bak
{k} no way
bir bakışta
at a (single) glance
bir bakışta
at a glance

I could tell at a glance that something was wrong. - Bir bakışta yanlış bir şey olduğunu söyleyebildim.

Although Bob was in disguise, I recognized him at a glance. - Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.

bir bakışta kavramak
review
ilk bakışta
(Hukuk) prima facie
ilk bakışta
at first sight

We have more in common than can be seen at first sight. - İlk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönümüz var.

The problem is not as simple as it might seem at first sight. - Sorun ilk bakışta göründüğü gibi kadar basit değildir.

ilk bakışta olan
prima facie
ilk bakışta tanıma
recognition at a glance
Englisch - Englisch

Definition von bakışta im Englisch Englisch wörterbuch

BAK
Basic Aeronautical Knowledge, an initial theory course for trainee pilots
BAK
extension of a backup file (Computers)
bak
Arresting Cable Prefix (e g , BAK-9)
bak
Backup ( bak) - Older version of a batch-file, by using this files you can restore the previous version of such a file if you want that for some reason
bak
Back at KB, when you return
bak
A suffix for filenames indicating a backed-up file You can usually delete bak files, provided you make sure that you have the most recent version and will not be needing the backup at any stage
bak
Backup file
bak
Back At Keyboard
bak
a threatening predator, however, Kilrathi do not eat other predators, as they believe them to have an extremely foul taste
Türkisch - Türkisch

Definition von bakışta im Türkisch Türkisch wörterbuch

BÂK
(Osmanlı Dönemi) f. Korku, havf, çekinme, sakınma
Englisch - Türkisch

Definition von bakışta im Englisch Türkisch wörterbuch

Bak
Bey, Türkçede erkeklerin kullandığı sanlardan birisidir. Diğerleri efendi, ağa, efe, çelebi, ağabey, amca, dayıdır. Eski Türkçedeki biçimi beğ idi
bakışta
Favoriten