Watch your step, or else you will trip on the baggage.
- Adımına dikkat et, yoksa bagajda yoculuk yapacaksın.
Could you tell me where I can find the baggage for flight JL 123?
- Uçuş JL 123 için bagajı nerede bulabileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
It looks like your luggage is on the next flight.
- Bagajınız bir sonraki seferde gibi görünüyor.
Tom doesn't carry much luggage on trips.
- Tom gezilerde çok bagaj taşımaz.
I put my suitcase in the trunk.
- Bavulumu bagaja koydum.
Could you put these bags in the trunk?
- Bu poşetleri bagaja koyar mısın?
What kind of stuff do you keep in the trunk of your car?
- Arabanızın bagajında ne gibi şeyler saklıyorsunuz?
Tom started to pack up his stuff.
- Tom bagajını toparlamaya çalıştı.
Tom opened the boot to take out the spare wheel.
- Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
Tom sat next to Mary on the tailgate.
- Tom bagaj kapağı üzerinde Mary'nin yanında oturdu.