O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.
- The backwardness of that country is well known.
O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
- She is backward in expressing her opinion.
Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
- Tom bends over backwards to please Mary.
Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
- Why is it easier to park the car backwards than forwards?
Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
- The actress fell backward over the stage.
Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
- Tom bends over backwards to please Mary.
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
- Maybe we're doing this all backwards.
Kazağını ters giymişsin.
- Your sweater is on backwards.
Öğrenciler öğretmenin kazağını ters giydiğini gördüklerinde alçak sesle güldüler.
- The students laughed under their breath when they saw that the teacher had put on his sweater backwards.
Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
- The actress fell backward over the stage.
Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
- Tom bends over backwards to please Mary.
Bowed backwardlye, recuruue.
The occasional backward movement of planets is evidence they revolve around the sun.