We go back a long way, and she's always kept in touch , always been there for me.
İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
- Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
Ben eve dönüş için yolumdayım.
- I'm on my way back home.
Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda, eve geri dönüş yolunu asla bulmayacaksın.
- You'll never find the way back home, through narrow streets of cobblestone.
O, geri dönüş yolunu bulamadı.
- She could not find her way back.