başlayan

listen to the pronunciation of başlayan
Türkisch - Englisch
inceptive
entrant
starting in
inception
(Tıp) incipient
başlayan kimse
starter
başla
begin

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

School begins at nine and is over at six. - Okul dokuzda başlar ve altıda biter.

başla
began

Next month it'll be five years since he began playing the violin. - Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

başla
(Bilgisayar) run

They started running. - Onlar koşmaya başladılar.

Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking. - Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.

başla
{f} beginning

All beginnings are difficult. - Bütün başlangıçlar zordur.

In the beginning God created the heaven and the earth. - Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

başla
log on
başla
begun

The French and Indian War had begun. - Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.

When we went to the hall, the concert had already begun. - Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

I must set about that work without delay. - Gecikmeden o işe başlamalıyım.

She had no idea how to set about her work. - İşine nasıl başlayacağı konusunda bir fikri yoktu.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

Now let's get down to work. - Şimdi çalışmaya başlayalım.

It's time to work now. Let's get down to business. - Şimdi çalışma vakti. İşe başlayalım.

başla
commence

Direct flights between New York and Tokyo commenced recently. - New York ve Tokyo arasında doğrudan uçuşlar son zamanlarda başlamıştır.

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

başla
start off

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

başla
went about
başla
got down to
-den başlayan
starting from
başla
log#on
ile başlayan
starts with
aynı satırdan başlayan
run on
istemsiz kas hareketleriyle başlayan bir hastalık
chorea
oluşmaya başlayan
nascent
oyuna başlayan taraf
(iskambil) pone
yeni başlayan
beginner

This book is a good guide for beginners. - Bu kitap yeni başlayanlar için iyi bir rehber.

This textbook is designed for beginners. - Bu ders kitabı yeni başlayanlar için dizayn edilmiştir.

yeni başlayan
inchoative
yeni başlayan
incoming
yeni başlayan kimse
intrant
yürümeye başlayan çocuk
toddler

The toddler wobbled when he first stood up. - Yürümeye başlayan çocuk ilk ayağa kalktığında yalpaladı.

Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) MÜBDİ
başlayan
Favoriten