başlanmış

listen to the pronunciation of başlanmış
Türkisch - Englisch
underway
Alternative form of under way
currently in progress; "there is mischief afoot"; "plans are afoot"; "preparations for the trial are underway"
Not at anchor or tied to jetty or shore, or aground If you are drifting you are underway
Analysis in progress
When the ship is about to depart
Said of a boat moving and under control of the helmsman Technically, a boat is underway when not aground, at anchor, or made flat to the shore
Vessel in motion, i e , when not moored, at anchor, or aground
A vessel that is not at anchor, or made fast to the shore, or aground
Vessel in motion, i e , when not moored, at anchor or aground
{s} having begun a journey (especially of a sea vessel); initiated, in progress, under construction
başla
begin

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

başla
began

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

Next month it'll be five years since he began playing the violin. - Önümüzdeki ay keman çalmaya başlayalı beş yıl olacak.

başla
(Bilgisayar) run

They started running. - Onlar koşmaya başladılar.

The dog began to run. - Köpek koşmaya başladı.

başla
{f} beginning

All beginnings are difficult. - Bütün başlangıçlar zordur.

At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning. - O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur.

başla
log on
başla
begun

The journey has just begun. - Yolculuk henüz başladı.

The French and Indian War had begun. - Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

I must set about that work without delay. - Gecikmeden o işe başlamalıyım.

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

We must get down to our homework. - Biz ödevimize başlamalıyız.

It's time to get down to business. - İşe başlamanın zamanıdır.

başla
commence

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

Hostilities commenced. - Düşmanlıklar başladı.

başla
start off

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

başla
went about
başla
got down to
başla
log#on
başlanmış
Favoriten