başlamış

listen to the pronunciation of başlamış
Türkisch - Englisch
entered
begun

When we went to the hall, the concert had already begun. - Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.

She had begun to recede in my memory. - O, anılarımda kaybolmaya başlamıştı.

başla
begin

I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met. - Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop. - Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.

başla
began

He began to work for that company last year. - O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı.

You began to learn Esperanto. - Esperanto öğrenmeye başladınız.

başla
(Bilgisayar) run

They began to run all at once. - Hep birden koşmaya başladılar.

The dog began to run. - Köpek koşmaya başladı.

başla
{f} beginning

All beginnings are difficult. - Bütün başlangıçlar zordur.

In the beginning God created the heaven and the earth. - Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

başla
log on
başla
begun

The French and Indian War had begun. - Fransız ve Hint Savaşı başlamıştı.

When we went to the hall, the concert had already begun. - Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.

başla
gotten start
başla
fall to
başla
go about

Now I must go about my work. - Şimdi işime başlamalıyım.

başla
strike up

The student center is a good place to strike up conversations. - Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

başla
got start
başla
knuckle down
başla
set about

We got up early and set about cleaning our house. - Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.

I must set about that work without delay. - Gecikmeden o işe başlamalıyım.

başla
get start
başla
enter upon
başla
get down to

It's time to work now. Let's get down to business. - Şimdi çalışma vakti. İşe başlayalım.

It's time to get down to business. - İşe başlamanın zamanıdır.

başla
commence

Tom's trial commenced three days later. - Tom'un davası üç gün sonra başladı.

Hostilities commenced. - Düşmanlıklar başladı.

başla
start off

There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day. - Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.

Let's start off on the same page. - Aynı sayfada başlayalım.

başla
went about
başla
got down to
başla
log#on
kokuşmaya başlamış
putrescent
yeni başlamış
inchoate
çürümeye başlamış
sleepy
çürümeye başlamış
putrescent
çürümeye başlamış şey
putrescence
Türkisch - Türkisch
Hatay'ın Erzin ilçesinde bir kaplıca maden suyu