In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
- Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
We've accomplished everything we set out to do.
- Yapmaya kalkıştığımız her şeyi başardık.
I am proud of having accomplished such a task.
- Ben böyle bir görevi başarmanın gururunu duyuyorum.
It is everyone's wish to succeed in life.
- Hayatta herkesin isteği başarılı olmaktır.
You will succeed in the end.
- Sonunda başaracaksın.
He has no chance of succeeding.
- Onun başarma şansı yok.
I have serious doubts about their plan succeeding.
- Onun planının başarısı hakkında ciddi şüphelerim var.
I worked hard to succeed.
- Başarmak için sıkı çalıştım.
If you are to succeed in the exam, you must study hard.
- Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.
If you had helped me, I could have accomplished the work.
- Bana yardımcı olsaydın, işi başarabilirdim.
Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment.
- Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.