He didn't have enough experience to cope with the problem.
- Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
You'll have to handle it.
- Onunla başa çıkmak zorunda kalacaksın.
Tom will have to handle that.
- Tom onunla başa çıkmak zorunda kalacak.
He didn't have enough experience to cope with the problem.
- Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
He didn't have enough experience to cope with the problem.
- Onun sorunla başa çıkmak için yeterli deneyimi yoktu.
The situation was really difficult to deal with.
- Durum ile başa çıkmak için gerçekten zordu.
Is it easy to deal with?
- Başa çıkmak kolay mı?