He turned the bottle upside down and shook it, but still the honey wouldn't come out.
- O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.
That evening I left my tip under a coffee cup, which I left upside down on the table.
- O akşam bahşişimi masada başaşağı bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.