bağlantısız

listen to the pronunciation of bağlantısız
Türkisch - Englisch
{s} disconnected
unrelated
rambling
pol. nonaligned, unaligned (nation), (nation) which does not belong to an alliance
pol. nonaligned nation
unconnected, unlinked
nonaligned; asyndetic
without encumbrance
without encumbrances
unbound
disjointed
(Bilgisayar) unplugged
asyndetic
detached
desultory
nonaligned
bağlantı
{i} liaison
bağlantı
connection

You should cut off your connections with that group. - O grupla bağlantıları kesmelisin.

He got the job by virtue of his father's connections. - O, babasının bağlantıları sayesinde işi aldı.

bağlantı
tie

Scientists have learned that, throughout Earth's history, temperature and CO2 levels in the air are closely tied. - Bilimciler dünya'nın tarihi boyunca, sıcaklık ve havadaki CO2 seviyelerinin yakından bağlantılı olduğunu öğrendiler.

The two nations have strong trade ties. - İki ulusun güçlü ticaret bağlantısı var.

bağlantı
relationship
bağlantı
{i} link

The world's tropical rainforests are critical links in the ecological chain of life on the planet. - Dünyadaki tropikal yağmur ormanları, gezegende yaşamın ekolojik zincirine kritik bağlantılıdır.

The events were closely linked. - Olaylar yakından bağlantılı idi.

bağlantısız bir şekilde
disconnectedly
bağlantı
coupling
bağlantı
{i} concern
bağlantı
contact

She wasn't able to contact him by phone. - O, telefonla onunla bağlantı kuramadı.

How did you make contact? - Nasıl bağlantı kurdun?

bağlantı
commitment
bağlantı
(Mekanik) flange
bağlantı
affiliation
bağlantı
bonding
bağlantı
connector
bağlantı
(Askeri) regression analysis
bağlantı
clip
bağlantı
bracket
bağlantı
fitting
bağlantı
(Bilgisayar) auto link
bağlantı
(İnşaat) connectivity
bağlantı
(Pisikoloji, Ruhbilim) association
bağlantı
binding
bağlantı
pattern
bağlantı
juncture
bağlantı
(Bilgisayar) connection to
bağlantı
joint
bağlantı
{i} header
bağlantı
terminal
bağlantı
linkage
bağlantı
touch

I want to get in touch with her. - Onunla bağlantı kurmak istiyorum.

Tom can get in touch with Mary by email. - Tom, Mary ile e-posta vasıtasıyla bağlantı kurabilir.

bağlantı
hookup
bağlantı
attaching
bağlantı
to link
bağlantı
in connection

Do any of you have anything to say in connection with this? - Sizden birinin bununla bağlantılı olarak söyleyecek bir şeyi var mı?

ilgisiz, bağlantısız, işlemez
disinterested, disconnected, does not work
bağlantı
connection, tie, link
bağlantı
connecting

My computer doesn't seem to be connecting to the printer. - Bilgisayarım yazıcıya bağlantılı gibi görünmüyor.

I feel like we're connecting. - Bağlantı kurduğumuzu hissediyorum.

bağlantı
phys. linkage
bağlantı
linking
bağlantı
tap
bağlantı
relation
bağlantı
mech. coupling, device that serves to connect the ends of adjacent parts or objects
bağlantı
noose
bağlantı
intercourse
bağlantı
joining
bağlantı
dealings
bağlantı
connexion
bağlantı
mounting
bağlantı
attachment , link , linkage , connection
bağlantı
channel
bağlantı
coordination
bağlantı
tie up
bağlantı
communication
bağlantı
tie, connection, contact, link
bağlantı
fixture
bağlantı
linkup
bağlantı
attachment
bağlantı
anchor
bağlantı
{i} interlock
bağlantı
tie in
bağlantı
(İnşaat) junction
bağlantı
contact man
bağlantı
tiein
Türkisch - Türkisch
Askerî, siyasi yönden hiçbir bloka bağlı olmayan (ülke), bloksuz
Aralarında bağlantı bulunmayan
bağlantısız ülkeler
Bağlantısızlık siyaseti izleyen ülkeler, bloksuz ülkeler
Bağlantı
angajman
Bağlantı
irtibat
bağlantı
İki şey arasında ilişki sağlayan bağ
bağlantı
İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı, ilişik veya ilgili bulunması, irtibat. İki şey arasında ilişki sağlayan bağ: "Bütün ulaştırma bağlantıları tahrip edilmiştir."- F. R. Atay
bağlantı
İki veya daha çok şeyin birbiriyle bağlı, ilişik veya ilgili bulunması, irtibat
bağlantı
Yüklenme, üstlenme, angajman
bağlantısız
Favoriten