He is addicted to cocaine.
- O, kokaine bağımlıdır.
Tom is addicted to watching anime.
- Tom animasyon izleme bağımlısı.
She's still dependent on her parents.
- O, hâlâ ebeveynlerine bağımlıdır.
He's financially dependent on his wife.
- O, mali açıdan karısına bağımlıdır
Drugs can cause both dependency and tolerance.
- İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.
Smoking is no habit but an addiction.
- Sigara içmek bir alışkanlık değil ama bir bağımlılıktır.
Smoking is not a habit; it's an addiction.
- Sigara içmek alışkanlık değildir; bir bağımlılıktır.
I'm an alcoholic. I'm a drug addict. I'm homosexual. I'm a genius.
- Ben bir alkoliğim. Ben bir uyuşturucu bağımlısıyım. Ben eşcinselim. Ben bir dahiyim.
You could say that Mrs. Smith is a television addict.
- Mrs. Smith in televizyon bağımlısı olduğunu söyleyebilirsin.
Smoking is not a habit; it's an addiction.
- Sigara içmek alışkanlık değildir; bir bağımlılıktır.
Smoking is no habit but an addiction.
- Sigara içmek bir alışkanlık değil ama bir bağımlılıktır.
Don't let your children become couch potatoes.
- Çocuklarınızın televizyon bağımlısı olmasına izin vermeyin.
This former child actor later became a drug addict.
- Bu eski çocuk oyuncu daha sonra bir uyuşturucu bağımlısı oldu.
Tom's hooked on cigarettes.
- Tom sigara bağımlısı.
She's a control freak.
- O bir kontrol bağımlısı.