Let go of my arm! I can't stand people touching me.
- Kolumu bırak! İnsanların bana dokunmasına katlanamıyorum.
Don't let go of the rope till I tell you.
- Sana söyleyene kadar ipi bırakma.
Did Tom ever tell you why he decided to drop out of school?
- Tom neden okulu bırakmaya karar verdiğini sana hiç söyledi mi?
Unfortunately, I had to drop out of college because I couldn't afford the tuition.
- Maalesef okul ücretini göze alamadığım için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldım.
I'll drop you off at the station.
- Seni arabayla İstasyona bırakacağım.
I dropped out of school when I was in the 7th grade.
- Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.
I'm releasing the prisoners.
- Tutukluları serbest bırakıyorum.
We're releasing all the sentences we collect under the Creative Commons Attribution license.
- Topladığımız tüm cümleleri Creative Commons Attribution lisansı altında serbest bırakıyoruz.
I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
- Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
You must quit smoking cigarettes.
- Sigarayı bırakmalısın.
I was too exhausted to think, let alone study.
- Bırak ders çalışmayı, düşünmek için bile bitik durumdaydım.
I can't even walk, let alone run.
- Koşmayı bırak, yürüyemiyorum bile.
I should've tried to stop it.
- Onu bırakmayı denemeliydim.
We've been talking about this for hours. Can we just drop it?
- Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?
Tom forgot where he left his umbrella.
- Tom şemsiyesini nereye bıraktığı unuttu.
Tom forgot to release the brake.
- Tom freni bırakmayı unuttu.
We've been talking about this for hours. Can we just drop it?
- Bunun hakkında saatlerdir konuşuyoruz. Bırakabilir miyiz?