Tom was sick of them all.
- Tom onların hepsinden bıkmıştı.
You must be sick of doing this.
- Bunu yapmaktan bıkmış olmalısın.
Many are fed up with their present careers.
- Çoğu şu anki kariyerinden bıkmış.
Peter was fed up with childish girls.
- Peter çocuksu kızlardan bıkmıştı.
Tom got tired of waiting for Mary, so he went into the museum without her.
- Tom, Mary'yi beklemekten bıkmış, o olmadan müzeye gitmişti.
The maid was totally tired of her household routine.
- Hizmetçi ev rutininden tamamen bıkmıştı.