When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
- O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
My grandmother is in sound health and lives alone.
- Büyük annem sağlıklı ve yalnız yaşıyor.
My grandma is a very independent person.
- Büyük annem başına buyruk birisidir.
Grandma sprinkled flour on the rolling pin so the dough wouldn't stick to it.
- Büyük anne hamur ona yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti.
Do you remember the first name of your grandmother? - No, I just always called her granny.
- Büyükannenin ilk adını hatırlıyor musun? - Hayır, ona her zaman sadece nine derdim.
Granny is exercising.
- Büyükanne egzersiz yapıyor.
The red umbrella reminded her of her grandma.
- Kırmızı şemsiye ona büyükannesini hatırlattı.
My grandma texts faster than you.
- Büyükannem senden daha hızlı mesaj yazıyor.
My grandmother gave me more than I wanted.
- Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi.
Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
- Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
My grandmother goes for a walk in the evening.
- Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.
My grandmother can ride a motorcycle, and what's more, a bicycle.
- Büyükannem bir motosiklet sürebilir, ve dahası bir bisikleti de.