bölüm

listen to the pronunciation of bölüm
Türkisch - Englisch
(Hukuk) chapter

This book consists of five chapters. - Bu kitap beş bölümden oluşmaktadır.

Let's begin with the first chapter. - İlk bölümle başlayalım.

department

Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head. - Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.

He is the chief of my department. - Benim bölüm şefimdir.

section

He works in the planning section. - O, planlama bölümünde çalışıyor.

Do you have a non-smoking section? - Bir sigara-içilmeyen bölümünüz var mı?

episode

What's your favorite Star Trek episode? - Favori Star Trek bölümünüz hangisidir?

Did you see yesterday's episode? - Dünkü bölümü gördün mü?

compartment

The bureau drawer has several compartments. - Büro çekmecesinin birçok bölümü var.

bit

Hey, what happened in the final episode of 'Tom and Mary'? They broke up, in the end. It was really bittersweet. Oh my! And after being so deeply in love! - Hey, Tom ve Mary'nin son bölümünde neler oldu? Onlar sonunda ayrıldılar. Gerçekten buruktu. Tanrım! Ve bu kadar derinden aşık olduktan sonra!

class
part

Will you explain the last part in detail? - Son bölümü ayrıntılı olarak açıklar mısın?

In the Quran there is a part about Saint Mary and the birth of Jesus Christ. - Kuran'da Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın doğumu hakkında bir bölüm vardır.

(Ticaret) paragraph
(Ticaret) component
stretch
(Muzik) movement
passage
sector
(Tıp) divisio

What division of the company do you work in? - Şirketin hangi bölümünde çalışıyorsun?

I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division. - Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.

water body
(Ticaret) element
batch
portio

Do you have a technical diagram for this portion? - Bu bölüm için teknik bir şemanız var mı?

This portion of the library is off-limits to the public. - Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.

rubic
subdivision
(Bilgisayar) partition
(Bilgisayar) dept
(Tiyatro) act

The actor was on the stage for most of the play. - Aktör oyunun büyük bölümünde sahnedeydi.

sectional
proportion

Robert got a small proportion of the profit. - Robert, karın küçük bir bölümünü aldı..

pass

He gave me chapter and verse on how bears pass the winter. - O bana ayıların kışı nasıl geçirdiği hususunda bölüm ve ayet verdi.

arm

The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years. - Galaksinin Yay ve Perse takım yıldızı bölümleri binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.

installment
portion

This portion of the library is off-limits to the public. - Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.

Land occupies the minor portion of the earth's surface. - Ülke dünya yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplar.

quotient
category
fraction
chapter , division (math) , quotient , section
fragment

It's hard to splice the two fragments together. - İki bölümü birlikte eklemek zordur.

septum
squad
segment

Tom often rings the radio station to give his opinion on the talk-back segment. - Tom cevap verme bölümünde fikrini vermek için sık sık radyo istasyonunu arar.

portion, slice, part, division, chapter, section
side
sequence
cantle
part, bay; portion, division; chapter, instalment; passage; quotient; department
division

What division of the company do you work in? - Şirketin hangi bölümünde çalışıyorsun?

I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division. - Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.

instalment
desk
bay
repartition
segmentation
contingent
branch
breakup
leg
episodes of
the part
chapters

Skip the boring chapters. - Sıkıcı bölümleri geç.

This book consists of five chapters. - Bu kitap beş bölümden oluşmaktadır.

instal(l)ment
bölüm adı
(Bilgisayar) department name
bölüm adı
(Bilgisayar) dept name
bölüm adı
(Ticaret) segment name
bölüm adı
(Bilgisayar) sectionname
bölüm aynası
(Mekanik) dividing head
bölüm başkanı
(Eğitim) head of department
bölüm bölüm
piecemeal
bölüm bölüm
bitty
bölüm grubu
(Matematik) quotient group
bölüm halkası
(Matematik) quotient ring
bölüm kodu
(Ticaret) segment code
bölüm no
(Bilgisayar) department id
bölüm rehberi
(Ticaret) segment directory
bölüm sonu
(Bilgisayar) end of section
bölüm başkanlığı
department chair
Bölüm Başlığı
Section Heading , Section Title , Chapter Heading
Bölüm imi
Section Mark , Division Mark
bölüm aralığı
(İstatistik) class interval
bölüm arama
(Bilgisayar) chapter search
bölüm başlığı
subhead
bölüm başlığı
section heading
bölüm başlığı
subheading
bölüm başlığı
section title
bölüm boyutu
(Bilgisayar) partition size
bölüm bölüm a little
at a time
bölüm dönüşümü
(Matematik) quotient transformation
bölüm ekle
(Bilgisayar) add section
bölüm etiketi
(Bilgisayar) chapter label
bölüm geliri
(Ticaret) segment revenue
bölüm gideri
(Ticaret) segment expense
bölüm hasılatı
(Ticaret) segment revenue
bölüm havalığı
local vent
bölüm işareti
section mark
bölüm koruma
(Bilgisayar) section protection
bölüm kümesi
(Matematik) quotient set
bölüm müdürü
floor manager
bölüm sayısı
(Bilgisayar) partition count
bölüm sonucu
(Ticaret) segment result
bölüm türü
(Bilgisayar) partition type
bölüm uzayı
(Matematik) quotient space
bölüm çoğalt
(Bilgisayar) duplicate selection
doğudaki bölüm
east
alt bölüm
lower section
alt bölüm
subchapter
alt bölüm
underside
alt bölüm
subpart
bağımsız bölüm
detached section
birinci bölüm
(Bilgisayar) chapter one
bu bölüm
(Bilgisayar) this section
ek (bölüm)
appendix
en önemli bölüm
highlight
en üst bölüm
top
işlevsel bölüm
(Bilgisayar,Teknik) functional unit
nitel bölüm
category
orta bölüm
(Bilgisayar) middle section
solo bölüm caz
break
son bölüm
final section
son bölüm
epilogue
son bölüm
tail
sonraki bölüm
(Bilgisayar) next section
sonraki bölüm
(Bilgisayar) next chapter
yeni bölüm
(Bilgisayar) new section
üçüncü bölüm
third section
ışıklı bölüm
highlight
bağımsız bölüm
independent department
bir kısmı, bir parça, bir bölüm
part, a part of a section
bölümler
sections

Mary used walking poles to assist her with the uphill and downhill sections of the journey. - Meryem, yolculuğun engebeli bölümlerinde destek için yürüyüş batonu kullandı.

bölümler
the partitions
bölümler
departments
bölümler
chapters

The book is missing the 2nd, 5th, and 13th chapters. - Kitabın 2'nci, 5'inci ve 13'üncü bölümleri eksik.

The book is missing chapters 2, 5, and 13. - Kitabın ikinci, beşinci ve on üçüncü bölümleri eksik.

bölümler
divisions
kitaplarda bölüm, başlık
section in the book, the title
ıncil'den kısa bölüm
text
adli bölüm
justice department
akademik bölüm
(Eğitim) academic department
alüminyum bölüm
aluminium section
ara bölüm
intermediate section
arka bölüm
rear section
beşinci bölüm
fifth part
can alıcı bölüm
centre piece [Brit.]
canlı çalınan bölüm
scherzo
dokuzda birlik bölüm
ninth part
dokuzda birlik bölüm
ninth
dörtte birlik bölüm
quarter
ek bölüm
appendix

I am going to remove the appendix. - Ben ek bölümü kaldıracağım.

en can alıcı bölüm
center piece
en etkileyici bölüm
centre piece [Brit.]
en etkileyici bölüm
center piece
esas bölüm
(Ticaret) essential part
federal bölüm
federal department
gazetede edebiyata ayrılan bölüm
feuilleton
gönderen bölüm
(Bilgisayar) sender department
idari bölüm
administrative division
ikincil bölüm bilgisi
(Ticaret) secondary segment information
ilacın kullanım şeklini yazan bölüm
signature
ilgili bölüm
respective department
ilgili bölüm
relevant department
bölüm
innerside
bölüm
department of interior
bölüm
inner section
kitapta bölüm sonlarına koyulan süslü işaret
tailpiece
kompleks bölüm
complex fraction
koro halinde söylenilen bölüm
chorus
kritik bölüm
(Bilgisayar) critical section
küçük yazılmış bölüm
small print
matematik bölüm birincisi
(cambridge) wrangler
oyuna adını veren bölüm
title role
sakral bölüm
(Pisikoloji, Ruhbilim) sacral division
sigara içilen bölüm
smoker
sigara içilmeyen bölüm
non smoker
sol bölüm
(Bilgisayar) left section
solo bölüm
(caz) break
son bölüm
evening
sorumlu bölüm
(Bilgisayar) dept charged
sıfıra bölüm
(Bilgisayar) zero divide
teknik bölüm
engineering department
tifdruk baskı ile basılmış bölüm
(gazete) roto section
toplam bölüm
(Bilgisayar) totalsections
uyumsuz bölüm
(Bilgisayar) incompatible partition
uzun ve sıkıcı bölüm
longueur
uçakta öndeki özel bölüm
cabin
yan bölüm
side section
yatılı okulda bölüm yönetmeni
housemaster
yinelenen bölüm
(Bilgisayar) duplicate section
ön bölüm
front section
üst bölüm
upper section
şirket/bölüm
(Bilgisayar) company/dept
şube bölüm
collecting piece
Türkisch - Türkisch
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım: "Asıl yalıya bitişik bir binada, belki de eski selamlık bölümünde idiler."- R. H. Karay
Çağ, devir
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman
Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı
Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Çağ, devir: "O gün edebiyat tarihinde hecenin beş şairi diye bir bölüm açanların üçü orada tanıştılar."- Y. Z. Ortaç
Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım
Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon
(Osmanlı Dönemi) FASL
seksiyon
BAĞIMSIZ BÖLÜM
(Hukuk) Anagayrimenkulün ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olup; bağımsız mülkiyete konu olan bölümleri
alt bölüm
Sınıflandırmada ana bölümlerin ayrıldığı parçalardan her biri, ayrım
bağımsız bölüm
Kat Mülkiyeti Kanununa göre, binada kat maliklerinin ortak kullanımına açık olan yer
Englisch - Türkisch

Definition von bölüm im Englisch Türkisch wörterbuch

basit bölüm
(Ticaret) simple segment
bölüm
Favoriten