azalmayan

listen to the pronunciation of azalmayan
Türkisch - Englisch
unabated
nondecreasing
azal
{f} decaying
azal
{f} diminished

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

azal
fell off

Sales fell off in the third quarter. - Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.

azal
tail off
azal
{f} decrease

They should decrease the sugar in these muffins. - Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.

This medicine will decrease your pain. - Bu ilaç ağrını azaltacak.

azal
{f} decreasing

Our sales are decreasing. - Satışlarımız azalıyor.

A recent survey shows that the number of smokers is decreasing. - Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.

azal
fallen off
azal
diminish

The population of this country is gradually diminishing. - Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

azal
{f} decreased

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

Production of rice has decreased. - Pirinç üretimi azaldı.

azal
fall off
azal
mute
Englisch - Englisch

Definition von azalmayan im Englisch Englisch wörterbuch

Azal
A place near the western extremity of the valley near Jerusalem
Türkisch - Türkisch

Definition von azalmayan im Türkisch Türkisch wörterbuch

AZAL
(Osmanlı Dönemi) (Ezel. C.) Ezeller. Başlangıcı olmayan zamanlar
azalmayan
Favoriten