az

listen to the pronunciation of az
Türkisch - Englisch
slight
{s} short
{s} little
{s} small
under
{s} slim
{s} few
a bit
contracted
less
(deyim) few and far between
exiguous
marginal
light
(Biyokimya) oligo
a little
minor
thin
insufficiently
poor
slender
inconsiderable
tenuous
scanty
meager
scant
slightly
narrow
remote
fewer
skimp
less (than)
hypo
skimpy
poco
small (amount), little
scrimp
little; few; small, inconsiderable; insufficient, skimpy; rarely, seldom; insufficiently
seldom, rarely
too small, too few, not enough, insufficient
spare; stingy
shoestring
scrimpy
insufficient
meagre
all but
exisluous
{s} low
limited
{s} spare
wee
{s} stingy
wanting
az miktar
{i} little

I gave him what little money I had. - Sahip olduğum az miktarda parayı ona verdim.

I lent him what little money I had. - Sahip olduğum az miktarda parayı ona ödünç verdim.

az önce
just

Ann has just finished writing her report. - Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

The bullet just shaved his cheek. - Az önce,kurşun onun yanağını sıyırarak geçti.

az miktar
inch
az önce
just now

Paul telephoned just now. - Paul az önce telefon etti.

I've seen just now that the ambassador of Saudi Arabia has resigned. - Suudi Arabistan büyük elçisinin istifa ettiğini az önce gördüm.

az sonra
soon

I am planning to book my flights to Berlin soon after. - Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.

Soon, the tea was ready. - Az sonra çay hazırdı.

az miktar
{i} drop
az miktar
{i} few

A few years ago, our room had little furniture in it. - Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.

az kalmak
run short of (something)
az miktar
bit
az miktar
dash
az sayıda
phenomenal
az önce
deja
az önce
a short time ago
az miktar
touch
az miktar
trace
az miktar
dram
az sonra
shortly

They should be finished shortly. - Onlar az sonra hazır olmalı.

Tom will be back shortly. - Tom az sonra geri dönecek.

az sonra
by and by
az miktar
suggestion
az da olsa
even if just a bit
az sonra
at after
az önce
just a moment ago
az kalmak
run short of
az kalmak
run short of smth
az kalmak
be outnumbered
az miktar
smallness
az miktar
mickle
az miktar
tinge
az miktar
trifle
az miktar
shade
az miktar
suspicion
az miktar
twopence
az miktar
fewness
az miktar
dribblet
az miktar
driblet
az miktar
modicum
az miktar
scattering
az miktar
small

He would be paid a small amount of money. - Az miktarda para ödenirdi.

A small amount of brandy is added to the whipped cream. - Krem şantiye az miktarda brendi ekledi.

az miktar
{i} handful
az miktar
scruple
az sonra
shortly after

Tom got here shortly after 2:30. - Tom 2.30'dan az sonra buraya geldi.

Tom arrived shortly after Mary left. - Tom Mary gittikten az sonra geldi.

az sonra
presently
az sonra
soon, shortly, by and by
az sonra
soon after

I am planning to book my flights to Berlin soon after. - Az sonra Berlin'e uçuş rezervasyonumu yaptırmayı planlıyorum.

az zaman
little

We have little time to waste. - Boşa geçirecek çok az zamanımız var.

I had so little time that I had to eat lunch in a hurry. - O kadar az zamanım vardı ki öğle yemeğini aceleyle yemek zorunda kaldım.

az önce
shortly before
az önce
a short time ago, just now
az önce
only just

We've only just begun. - Sadece az önce başladık.

I only just left Tom. - Az önce Tom'u terk ettim.

Englisch - Englisch
Arizona, a state of the United States of America
state in the southwestern United States
Azerbaijan (in Internet addresses). Arizona. azimuth. the written abbreviation of Arizona
Açores (Azores)
Arizona
the azimuth of a celestial body is the angle between the vertical plane containing it and the plane of the meridian
the demon of greed
pref. used to form the names of chemical compounds containing nitrogen or the azo group (variation of azo-)
prep + dat : (together) with (a person)
Azimuth
a state in southwestern United States; site of the Grand Canyon
Türkisch - Türkisch
Azot'un kısaltılması. Bu gaz N kısaltması ile de gösterilir
(Osmanlı Dönemi) KALİL
kıt
cımık
düşük
eksik
ısırma, dişleme
Kafi gelmeyen
Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik, çok karşıtı
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksiklik: "Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu."- B. R. Eyuboğlu
Azot elementinin simgesi
Ender, seyrek
Nicelik, güç, nitelik, süre bakımından eksiklik bildirir
Zerdüştiler'de aç gözlü cin
Bu gaz N simgesi ile de gösterilir
Az miktar
(Osmanlı Dönemi) MA'N
Az sonra
birazdan
Az önce
bayak
Az önce
demin