The separatists began to occupy the airport.
- Ayrılıkçılar havaalanını işgal etmeye başladılar.
The separatist movement is creating conflict within the country.
- Ayrılıkçı hareket ülke içinde çatışma yaratıyor.
I was looking forward to the day when I could see him after five years' separation.
- Beş yıllık ayrılıktan sonra onu göreceğim günü sabırsızlıkla bekliyordum.
Tom and Mary agreed on a trial separation.
- Tom ve Mary ayrılık denemesi konusunda anlaştılar.
Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
- Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
Unity is better than disunity.
- Birlik, ayrılıktan daha iyidir.
Divorce is generally a painful parting.
- Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
- Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
Divorce is generally a painful parting.
- Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.