aylıkçı

listen to the pronunciation of aylıkçı
Türkisch - Englisch
one who lives on a monthly salary or allowance
person who lives on a salary
salaried employee
aylık
salary

He earns a good salary. - O iyi bir aylık kazanıyor.

It's very unlikely that Tom will agree to work for that salary. - Tom'un o aylıkla çalışmayı kabul edecek olması çok zayıf bir olasılıktır.

aylık
monthly

My monthly wage is 300,000 yen. - Benim aylık ücret 300.000 yen.

We have to cut down our monthly expenses. - Aylık giderlerimizi kısmak zorundayız.

aylık
(Ticaret) per mensem
aylık
(Ticaret) payment
aylık
monthly salary
aylık
lasting a month
aylık
wage

My monthly wage is 300,000 yen. - Benim aylık ücret 300.000 yen.

aylık
per month

His salary is 250 thousand yen per month. - Onun maaşı aylık 250.000 yen.

His salary is 250,000 yen per month. - Onun maaşı aylık 250,000 yendir.

aylık
mensal
aylık
emolument
aylık
menstrual
aylık
monthly; ... months old; lasting a month; salary, monthly pay maaş
aylık
stipend
aylık
enough for (so many) months
aylık
monthly pay, salary
aylık
allowance
Türkisch - Türkisch
Aylıkla çalışan kimse
Başka geliri olmayıp yalnız aldığı aylıkla geçinen kimse
Aylık
mahiye
Aylık
(Osmanlı Dönemi) MAHİYYE
Aylık
maaş
aylık
Ayda bir kez yapılan veya çıkan
aylık
Ay olarak, bir ay için: "Ben uzunca kalacağım için aylık olarak tutmuştum odamı."- E. Bener
aylık
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş: "Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık."- F. R. Atay
aylık
Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş
aylık
Belirli aydan beri var olan
aylık
Ay olarak, bir ay için
aylık
Bir ay içinde olan veya bir ay süren
aylıkçı
Favoriten