awaited (with gen ; bidan) 709

listen to the pronunciation of awaited (with gen ; bidan) 709
Englisch - Türkisch

Definition von awaited (with gen ; bidan) 709 im Englisch Türkisch wörterbuch

bad
{s} rahatsız

Tom beni rahatsız etmeyi bırakmadı. - Tom wouldn't stop badgering me.

Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam. - It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right.

bad
{s} sert

Benim kötü bir sert ensem var. - I have a bad stiff neck.

bad
{s} sahte

Sahte para her zaman geri gelir. - Bad money always comes back.

Sahtekâr olma konusunda kötü bir üne sahiptir. - He has a bad reputation of being dishonest.

bad
{s} kem

Tom emniyet kemerini takıyor olsaydı o kadar kötü yaralanmazdı. - If Tom had been wearing his seat belt, he wouldn't have been injured so badly.

bad
{s} terbiyesiz

İnsanları parmakla göstermek terbiyesizlik. - It's bad manners to point at people.

Dolu ağzınla konuşmak terbiyesizlik olması gerekiyor. - It's supposed to be bad manners to talk with your mouth full.

bad
çürük

Sepetteki bir çürük elma bütün sepeti çürütür - One bad apple spoils the barrel.

Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük. - Tom's face is badly bruised.

bad
neşesiz
bad
değersiz
bad
{i} şanssızlık
bad
{s} kötü, ahlaksız
bad
kifayetsiz
bad
pişman
bad
şiddetli
bad
zararlı

Her gün balık yemek sizin için zararlı mı? - Is eating fish every day bad for you?

Öğünler arasında yemek yeme sağlığınız için gerçekten zararlı mıdır? - Is eating between meals really bad for your health?

bad
hasta

Annem kötü bir soğuk algınlığından dolayı hasta. - My mother is sick with a bad cold.

Paul bugün yatakta hasta. Çok kötü. - Paul is sick in bed today. That's too bad.

bad
be bad at something bir şeyi becerememek
bad
{s} kötü, niteliksiz; hatalı
bad
nahoş
bad
{s} ciddi, vahim
bad
yanlış

Onların yeteneğiyle ilgili yanlış bir şey yoktu, o sadece maliyet performansı kötü olan her bir ünite için giderin çok yüksek olmasıydı. - There was nothing wrong with their ability, it was just that the expense for each unit was so vast that the cost performance was bad.

Ona yanlışlıkla bağırdım ve kendimi gerçekten kötü hissettim. - I yelled at him by mistake and I felt really bad.

Englisch - Englisch
bad
awaited (with gen ; bidan) 709
Favoriten