Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something awful.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom does seem awfully tired.
Geçen yaz çok kötüydü.
- Last summer was awful.
Berbat bir şey olacağına dair içimde kötü bir his var.
- I have a nasty feeling something awful is going to happen.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom seems awfully tired.
Tom çok inatçı olabilir.
- Tom can be awfully stubborn.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Aşırı derecede pahalı.
- It's awfully expensive.
Yeni araban bana gerçekten son derece pahalı görünüyor.
- Your new car looks awfully expensive to me.
Hava bugün son derece soğuk.
- It's awfully cold today.
Aw, you've got such a cute little baby!.
Aw, dad, why can't we go to Legoland?.
Aw, that's too bad.
And then she stopped, and stood as if in awe / (For sleep is awful) .
I have learnt an awful amount today.
My socks smell awful.
She led after the swiming and cycling, but ran awfully and came in fourth.
It was wondrous. 'I'm awfully glad I came now,' his thought ran; 'I'm managing it rather well.'.
I was very confused by his questions.
- I was awfully confused by his question.