avukatlar

listen to the pronunciation of avukatlar
Türkisch - Englisch
Lawyers
bar
organization which authorizes lawyers and oversees the law profession
bar association
avukat
attorney

This is Tom Jackson, your court appointed attorney. - Bu Tom Jackson, mahkemen avukat tayin etti.

He trusted his defense attorney. - O savunma avukatına güvendi.

avukat
lawyer

Jim isn't a lawyer, but a doctor. - Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.

Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least. - Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.

avukat
advocate

Tom isn't very good at playing the devil's advocate. - Tom şeytanın avukatını oynamada çok iyi değildir.

I'm just playing the devil's advocate. - Ben sadece şeytanın avukatını oynuyorum.

avukat
{i} solicitor

I asked the solicitor to make out my will. - Avukattan vasiyetimi yazmasını rica ettim.

I'll let you know my decision after I have consulted my solicitor. - Ben, benim avukatıma danıştıktan sonra, kararımı bildireceğim.

avukat
{i} barrister

She practised as a barrister for many years. - O yıllarca bir avukat olarak çalıştı.

avukat
(Hukuk) attorney (US), lawyer (UK), advocate (Scotland)
avukat
judicial officer who prepares writs and warrants and the like
avukat
legal adviser
avukat
counselor
avukat
attorney at low
avukat
pleader
avukat
lawyer, Brit. solicitor, advocate, barrister
avukat
counselor at law; mouthpiece; (In Scotland) Writer to the Signet
avukat
counsellor at law
avukat
conveyancer
avukat
counselor at law
avukat
{i} mouthpiece
avukat
counseloratlaw
avukat
(Kanun) barrister-at-law
avukat
counsellor
avukat
(Latin) consiliarius
avukat
counsellor-at-law
avukat
atty
avukat
practitioner
avukat
case lawyer
avukat
lawyer, solicitor, advocate, barrister, counsel, attorney
avukat
{i} counsel
Türkisch - Türkisch

Definition von avukatlar im Türkisch Türkisch wörterbuch

AVUKAT
(Osmanlı Dönemi) Mc: Müdafaaya muktedir, çeneli, cerbezeli
AVUKAT
(Osmanlı Dönemi) Mahkemede ücret mukabilinde taraflardan birinin müdafaasını ve davasını üzerine alan hukukçu
Avukat
(Hukuk) MUHAMİ
Avukat
(Osmanlı Dönemi) MUHAMÎ
Avukat
(Hukuk) MEHAMİ
Avukat
mahamat
avukat
Gerekmediği hâlde başkasını savunmaya, onun adına konuşmaya kalkışan kimse
avukat
Hak ve yasa işlerinde isteyenlere yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse
avukat
Gerekmediği hâlde başkasının savunmasını üstlenen kimse
avukat
Başkalarının hakkını aramayı, korumayı meslek edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse
avukatlar
Favoriten