Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı.
- The tiger laid in the middle of the cage.
Aslan bütün gün kafesinin içinde ileri geri yürüdü.
- The lion walked to and fro in its cage all day.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
- Falling interest rates have stimulated the automobile market.
Onun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.
- He thought that it was like a bird cage.
Kuş kafesin içine uçtu.
- The bird flew into the cage.
Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.
- We are producing spare parts in an automobile factory.
Binlerce Amerikalı araba sahibiydi.
- Thousands of Americans owned automobiles.
Şarkıcıyı hapishaneye koyabilirsin, ama şarkıyı değil.
- You can cage the singer but not the song.
Sen hiç kedini kafese koydun mu?
- Have you ever put your cat into a cage?
Kuşları kafese koymayı reddediyorum.
- I refuse to cage birds.
... and the Germans invent its killer app, the automobile. ...
... in another decade to an automobile. It means that areas that on photographs 30 years ago ...