automobil (in zusammensetzungen, sonst veraltet)

listen to the pronunciation of automobil (in zusammensetzungen, sonst veraltet)
Englisch - Türkisch

Definition von automobil (in zusammensetzungen, sonst veraltet) im Englisch Türkisch wörterbuch

car
{i} vagon

Tren on beş vagondan oluşuyor. - The train is made up of fifteen cars.

Vagon ve koltuk numarası biletin üzerinde yazılı. - The car and seat number are written on the ticket.

car
{i} otomobil

Elektrikli otomobillerin performansı arttı. - The performance of electric cars has improved.

O, bir Japon otomobiline sahiptir. - He has a Japanese car.

car
{i} kabin

Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar. - They're taking the freight out of the train car.

car
yolcu taşımaya mahsus kısım
car
car barn taşıt deposu
car
vagon/araba
automobile
araba

Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz. - We are producing spare parts in an automobile factory.

Binlerce Amerikalı araba sahibiydi. - Thousands of Americans owned automobiles.

automobile
otomobil

Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir. - This factory manufactures automobile parts.

Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı. - Falling interest rates have stimulated the automobile market.

car
araba

Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar. - In America cars drive on the right side of the road.

Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım. - I am surprised that your family has a Japanese car.

automobile
otomobıl
car
(isim) araba, otomobil; vagon, kabin, yolcu bölümü (balon veya zeplin)
car
içinde canlı deniz hayvanları muhafaza edilen delikli kutu veya sandık
Deutsch - Englisch
car
automobile