auseinander fließend

listen to the pronunciation of auseinander fließend
Englisch - Türkisch

Definition von auseinander fließend im Englisch Türkisch wörterbuch

running
koşu

Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu. - Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.

Bahçede bir tavşan koşuyor. - A rabbit is running in the garden.

running
{i} çalışma

Çalışmaya başlamak istiyorum. - I want to start running.

Bir çiftlikte çalışmak zordur. - Running a farm is difficult.

running
{i} koşma

Yüzmede koşmaktan daha iyi değilim. - I'm not good at swimming any more than running.

O her sabah koşmaya gider. - She goes running every morning.

running
bitişik (elyazısı)
dissolving
erime
dissolving
{f} eri
dissolving
eritici
dissolving
eritme
running
oynar
running
genel

New York'ta o kadar çok kirlenme var ki koşucular genellikle maske takarlar. - There is so much pollution in New York that joggers often wear masks when running.

running
akar

Tom elektrik ve akarsu olmadan ormanda yaşıyor. - Tom lives in the woods without electricity and running water.

dissolving
eriyerek
running
art arda
running
sarılgan
running
{s} arka arkaya
running
bitişik sıvı
running
(Tıp) Akıntılı
running
{s} koşarak yapılan
Deutsch - Englisch
running
dissolving
auseinander fließend
Favoriten