augenblicklich

listen to the pronunciation of augenblicklich
Deutsch - Türkisch
hemen, derhal, çarçabuk; ani; şimdiki, halihazırda, şu anda
Englisch - Türkisch

Definition von augenblicklich im Englisch Türkisch wörterbuch

immediate
acil

Acil tıbbi mücadeleye ihtiyacın var. - You need immediate medical attention.

İnsanlar Küba'nın acil işgali için çağrıda bulundu. - People called for an immediate invasion of Cuba.

immediate
derhal olan
at the moment
şimdilik
immediate
en yakın

Bu adam benim en yakın amirimdir. - This man is my immediate superior.

Tom Mary'nin en yakın amiridir. - Tom is Mary's immediate supervisor.

immediate
şimdiki

Şimdiki patronumu memnun etmek zordur. - My immediate boss is tough to please.

immediate
hazır

Ayrıntılar hemen hazır değildi. - Details weren't immediately available.

Eve vardıktan sonra derhal bir yemek hazırlamaya girişti. - Upon arriving home, he immediately set about preparing a meal.

at the moment
şimdi

Sen şimdi nerede oturuyorsun? - Where do you live at the moment?

Sen şimdi nerede oturuyorsun? - Where are you sitting at the moment?

at the moment
su anda
at the moment
su an
immediate
acele

Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık. - We ate a hasty meal and left immediately.

immediate
doğrudan dogruya
immediate
{s} dolaysız
immediate
(İnşaat) derhal, acil
immediate
{s} doğrudan
immediate
{s} en yakın olan
immediate
yakın/acil
immediate
(sıfat) yakın, hemen, derhal, acil, şu an ki, doğrudan, dolaysız, en yakın olan
immediate
{s} yakın

Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir. - The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.

Yakın geleceğim için planlarım yok. - I don't have plans for my immediate future.

immediate
(Askeri) BİR ÜST (KOMUTANLIK, MAKAM İÇİN)