aufsässig

listen to the pronunciation of aufsässig
Deutsch - Türkisch
inatçı, dik kafalı; itaatsiz, serkeş
Englisch - Türkisch

Definition von aufsässig im Englisch Türkisch wörterbuch

awkward
sakar

Mary'nin kız kardeşi utangaç ve sakardır. - Mary's sister is shy and awkward.

Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar. - At first, the trainees were awkward in his company.

awkward
beceriksiz

O beceriksizce önümde eğildi. - She bent awkwardly in front of me.

Tom biraz beceriksiz görünüyor. - Tom looks a little awkward.

awkward
(sıfat) sakar, beceriksiz, aksi; zorluk çıkaran, garip; kullanışsız, ters
awkward
(insan) anlaşılması zor
awkward
dik başlı
awkward
münasebetsiz
awkward
kullanımı zor
awkward
mahcup edici
awkward
uyumsuz
awkward
mahçup edici
awkward
utandırıcı
awkward
uygunsuz

Onlar uygunsuz bir zamanda geldiler. - They arrived at an awkward time.

O uygunsuz bir soru sordu. - He asked an awkward question.

awkward
{s} kullanılması zor
awkward
awkwardness beceriksizlik
awkward
{s} ters
awkward
kullanışsız/uygunsuz
awkward
awkwardly acemicesine
awkward
idaresi güç