aufrecht

listen to the pronunciation of aufrecht
Deutsch - Türkisch
Englisch - Türkisch

Definition von aufrecht im Englisch Türkisch wörterbuch

straight
(sıfat) düz, dik, doğru, karşı cinse ilgi duyan, dümdüz, dosdoğru, direkt, düzgün, dürüst, güvenilir, sek, katışıksız, iskontosuz, orijinal(piyes), sıradan
straight
düz

Lidia'nın sarı düz saçları var. - Lidia has blonde straight hair.

Ben düz gitmek istiyorum. - I want to go straight.

straight
heteroseksüel

Tom heteroseksüel bir erkek. - Tom is a straight guy.

Mario, bana eşcinsel demekten vazgeç! Ben heteroseksüelim! - Mario, stop calling me gay! I'm straight!

endwise
dik
straight
tutucu
straight
doğru

Onu doğruca bana ver. - Give it to me straight.

Jane doğrudan A alacaktır. - Jane will get straight A's.

straight
eski kafalı
straight
dosdoğru

O, dosdoğru bana doğru geldi. - He came straight up to me.

Tom dosdoğru bakarken tek başına oturuyordu. - Tom sat alone, staring straight ahead.

straight
(Oyunlar) (Poker) Kent: farklı renklerden ardışık sıralı 5 kart
endwise
z., bak. endways
endwise
uç uca
endwise
ucu öne doğru
endwise
dik olarak
stand upright
dik durmak
straight
(zarf) düz, doğru, dümdüz, dosdoğru, dik olarak, doğruca, direkt olarak, doğru olarak, doğrudan doğruya, düzenli biçimde, tam, tam olarak
straight
tam olarak
straight
fark gözetmez
straight
{s} sıradan
straight
{s} doğru, yalan olmayan: a straight answer doğru bir cevap