O, elinde bir kalem tutuyor.
- He held a pen in his hands.
Resim bir iğne ile tutturuldu.
- The picture was held on by a pin.
Birisi sorumlu tutulmak zorunda.
- Someone's got to be held accountable.
Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.
- Please remain seated until the aircraft arrives at the gate.
Oturmuş olarak kalın lütfen.
- Remain seated, please.