O, kolumu sımsıkı tuttu.
- She held my arm firmly.
O, elinde bir kalem tutuyor.
- He held a pen in his hands.
Birisi sorumlu tutulmak zorunda.
- Someone's got to be held accountable.
Oturmuş olarak kalın lütfen.
- Remain seated, please.
Lütfen uçak kapıya varıncaya kadar oturmuş olarak kalın.
- Please remain seated until the aircraft arrives at the gate.