Birçok kadın yüksek öğretime ve kariyere devam ediyor, bu nedenle evlilik ve doğum gecikiyor.
- Many women pursue higher education and careers, thus delaying marriage and childbirth.
Bu nedenle Okinava insanları savaştı.
- Thus fought the Okinawan people.
Ve nitekim sınavı kaybetti.
- And thus he failed the exam.
Ben sizin hakkınızda o şekilde düşünmüyorum.
- I don't think about you in that way.
Bunun gibi hikayeler beni büyülüyor.
- Stories like that fascinate me.
Bunun gibi bir şey yapmalıyız.
- We should make something like that.
Ben asla öyle bir şey söylemezdim.
- I'd never say something like that.
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
- I don't know about things like that.
Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın.
- If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.
Benimle o şekilde konuşma hakkını sana kim veriyor?
- What gives you the right to talk to me like that?
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.
- In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.
Tatoeba'ya bunun gibi bir cümle ekleyemem.
- I cannot add a sentence like this to Tatoeba.
Bunun gibi bir kamera almak istiyorum.
- I would like to get a camera like this.
Bana asla bu şekilde davranmazdın.
- You never used to treat me like this.
Bunu bir daha asla bu şekilde yapma!
- Never ever do it like this again!
Bütün öğretmenler böyle davranmaz.
- Not all teachers behave like that.
Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum.
- It's unusual for you to do something like that.
Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
- A wise man would not act in that way.
İnsanların artık gerçekten bu şekilde söylediklerini sanmıyorum.
- I don't think people actually say it that way anymore.
Bu taraftan yürüyebilir misin?
- Can you step this way?
Bu taraftan gitmeliyiz.
- We should go this way.
Do it in this manner.
- Macht es auf diese Weise!