attention that is given to or received from someone or something

listen to the pronunciation of attention that is given to or received from someone or something
Englisch - Türkisch

Definition von attention that is given to or received from someone or something im Englisch Türkisch wörterbuch

interest
ilgilendirmek
interest
faiz

Hükümet programa katılan firmalara faizsiz kredi sağlayacak. - The government will provide interest-free loans to firms that participate in the program.

Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı. - Falling interest rates have stimulated the automobile market.

interest
artar
interest
ürem

Üreme benim ilgimi çekmiyor. - Procreation does not interest me.

interest
nema
interest
ilgi uyandırma
interest
(Ticaret) tecessüs
interest
merakını
interest
{f} ortak olmak
interest
{f} ilgilendir

Seni ilgilendirebilecek bir şeyim var. - I have something that might interest you.

Evlilik genç insanları ilgilendiren bir konu değildir. - Marriage isn't a subject that interests young people.

interest
merakını uyandırmak
interest
(in ile) ilgi
interest
{f} ikna etmek
interest
(Mukavele) faiz; ilgi; hisse; kazanç
interest
(fiil) ilgisini çekmek, dikkatini çekmek, ilgilendirmek, ortak olmak, istek uyandırmak, ikna etmek
interest
(Avrupa Birliği) menfaat, çıkar; yarar
interest
{f} dikkatini çekmek
interest
{i} ilgi çeken şey
interest
{i} nüfuz
Englisch - Englisch
interest
attention that is given to or received from someone or something

    Silbentrennung

    at·ten·tion that I·s giv·en to or re·ceived from some·one or some·thing

    Türkische aussprache

    ıtenşın dhıt îz gîvın tı ır risivd fırm sʌmwʌn ır sʌmthîng

    Aussprache

    /əˈtensʜən ᴛʜət əz ˈgəvən tə ər rēˈsēvd fərm ˈsəmˌwən ər ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /əˈtɛnʃən ðət ɪz ˈɡɪvən tə ɜr riːˈsiːvd fɜrm ˈsʌmˌwʌn ɜr ˈsʌmθɪŋ/
Favoriten