he ate his vegetables - sebzelerini yedi.
Aile, akşam yemeğini birlikte yedi.
- The family ate dinner together.
Çin restoranında Pekin ördeği yedik.
- We ate Peking duck in the Chinese restaurant.
Acele ile öğle yemeği yedim.
- I ate lunch in a hurry.
İşi ilerlettim ve sen burada olmadığın için senin akşam yemeğini yedim.
- I went ahead and ate your dinner since you weren't here.