at what time, at the same time

listen to the pronunciation of at what time, at the same time
Englisch - Türkisch

Definition von at what time, at the same time im Englisch Türkisch wörterbuch

when
ne zaman

Hata ne zaman meydana geldi? - When did the error occur?

Ne zaman burada yüzebilirim? - When can I swim here?

when
dığı zaman
when
iken

Ben bir öğrenci iken, ona sık sık yazdım. - I often wrote to her when I was a student.

Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım. - I once met him when I was a student.

when
gerektiğinde

Ev ödevi yapmam gerektiğinde erkek kardeşim her zaman bana yardım eder. - When I have homework to do, my brother always helps me with it.

Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi? - You'll tell me when you need to leave, won't you?

when
-ınca
when
-diği (gün)
when
(olması gerektiği) halde
when
-diğinde
when
-dığı zaman
when
-diği zaman
when
geldiğinde

O geldiğinde başlayacağız. - We will start when he comes.

Bütün söylediği zamanı geldiğinde öğreneceğimizdi. - All she said was that we would know when the time came.

when
when he comes geleceği zaman
when
vakit

Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım. - I spent a lot of time here when I was a kid.

Facebook'ta en son ne zaman vakit geçirdin? - When was the last time you spent time on Facebook?

when
göz önüne alarak
when
{i} ne zamandan kalma
when
When shall I come? Ne zaman geleyim? Come when you please
when
-diğinde; -diği zaman; -ince; -diği (gün, saat v.b.): You have to get up when
when
ta ki
when
zaman

Ne zaman burada yüzebilirim? - When can I swim here?

Zamanımız olduğunda onu yapacağız. - We'll do it when we have time.

when
halde

Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun? - Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?

Englisch - Englisch
{a} when
at what time, at the same time
Favoriten