at this point of time, or of an argument; now

listen to the pronunciation of at this point of time, or of an argument; now
Englisch - Türkisch

Definition von at this point of time, or of an argument; now im Englisch Türkisch wörterbuch

here
burda

Sen burda bir öğrenci değil misin? - Aren't you a student here?

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

here
bunda

Peki bundan sonra ne olacak? - Where do we go from here?

Buyrun, bundan bir lokma deneyin. - Here, try a bite of this.

here
(Bilgisayar) burayı

Lütfen burayı imzalayın. - Please sign your name here.

Hazine için orayı burayı kazdılar. - They dug here and there for treasure.

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte sizin için biraz haber. - Here's some news for you.

İşte e-posta adresim. - Here's my email address.

here
burada

Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz? - Are you a teacher or a student here?

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın. - Please don't leave valuable things here.

here
buraya

Buraya dün akşam altıda geldik. - We arrived here at six yesterday evening.

Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti. - It is five years since we moved here.

here
hey

Hey, sen burada ne yapıyorsun? - Hey, what are you doing here?

Hey, buradan çıkalım. - Hey, let's get out of here.

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
Englisch - Englisch
here
at this point of time, or of an argument; now
Favoriten