at the time that; when

listen to the pronunciation of at the time that; when
Englisch - Türkisch

Definition von at the time that; when im Englisch Türkisch wörterbuch

then
o zaman

O zamanda televizyon seyrediyordum. - I was watching TV then.

Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım. - It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.

at the time
o zaman

Tom o zaman sarhoş olduğunu iddia ediyor. - Tom claims he was drunk at the time.

O zaman, Tom odadaki tek kişiydi. - Tom was the only person in the room at the time.

then
(ondan) sonra
then
o durumda
then
daha sonra

Mary Tom'a söyledi: Kısa bir cümle ile başlayalım, ve daha sonra göreceğiz... - Mary told Tom: Let's begin with a short sentence, and then we'll see...

Öyleyse daha sonra tekrar geleceğim. - Then I'll come again later.

then
o süre içinde
then
madem öyle
then
o zamanki
then
o zamanlar

O zamanlar tekrar bir sürü hata yaptım. - I made a lot of mistakes back then.

O zamanlar yemek yemek için eve giderdim. - I used to go home to eat back then.

then
sonra

Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt. - If you see a mistake, then please correct it.

İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır. - If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.

then
öyleyse

Arkadaşım olmak istiyorsan, öyleyse arkadaşımın arkadaşı da olursun. - If you want to become my friend, then also become the friend of my friend.

Öyleyse onu görmediğine inanamam. - I cannot believe you did not see him then.

at the time
(Bahsi geçen) o zaman(lar)da
at the time
tam

Ben o zaman Tom'la birlikte tam oradaydım. - I was right there with Tom at the time.

then
(zarf) o zaman, ondan sonra, o halde, öyleyse, zira, demek
then
derhal
then
o zaman vaki olan
then
ondan sonra
then
o halde

Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin. - If you really have grounds for acting the way you did, then please tell me.

Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsan, o halde okuyabiliyorsundur. - If you can read this sentence, then you're able to read.

then
(sıfat) o zamanki, o zamanlarki
then
demek

Neler oluyor biliyor musun? - Hayır. O zaman bütün bunlar ne demek oluyor? - Do you know what's going on? - No. What's it all about then?

Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım. - Only then did I realize what he meant.

Englisch - Englisch
then

Than the knyght sawe hym lye soo on the ground, he alyght and was passynge heuy, for he wende he had slayne hym .

at the time
at the time when, back then
at the time that; when
Favoriten