at the time that; when

listen to the pronunciation of at the time that; when
Englisch - Türkisch

Definition von at the time that; when im Englisch Türkisch wörterbuch

then
o zaman

Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı. - I apologized, but even then she wouldn't speak to me.

O zamanda televizyon seyrediyordum. - I was watching TV then.

at the time
o zaman

Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi. - Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.

O zaman, Tom odadaki tek kişiydi. - Tom was the only person in the room at the time.

then
(ondan) sonra
then
o durumda
then
daha sonra

Öyleyse daha sonra tekrar geleceğim. - Then I'll come again later.

Ben ona daha sonra söylerim. - I'll tell him so then.

then
o süre içinde
then
madem öyle
then
o zamanki
then
o zamanlar

O zamanlar yemek yemek için eve giderdim. - I used to go home to eat back then.

O zamanlar, tüm hesaplamalar elle yapıldı. - Back then, all the calculations were done by hand.

then
sonra

Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt. - If you see a mistake, then please correct it.

İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır. - If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.

then
öyleyse

Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse. - Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.

İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır. - If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.

at the time
(Bahsi geçen) o zaman(lar)da
at the time
tam

Ben o zaman Tom'la birlikte tam oradaydım. - I was right there with Tom at the time.

then
(zarf) o zaman, ondan sonra, o halde, öyleyse, zira, demek
then
derhal
then
o zaman vaki olan
then
ondan sonra
then
o halde

Bunu istemiyorlarsa, o halde ne istiyorlar? - If they don't want this, then what do they want?

Oraya gitmek istemiyorsanız, o halde biz de oraya gitmeyiz. - If you don't want to go there, then we won't go there.

then
(sıfat) o zamanki, o zamanlarki
then
demek

Neler oluyor biliyor musun? - Hayır. O zaman bütün bunlar ne demek oluyor? - Do you know what's going on? - No. What's it all about then?

Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım. - Only then did I realize what he meant.

Englisch - Englisch
then

Than the knyght sawe hym lye soo on the ground, he alyght and was passynge heuy, for he wende he had slayne hym .

at the time
at the time when, back then
at the time that; when
Favoriten