Sonuçta çalışkan kişi başarır.
- In the end, the diligent person succeeds.
Sonuçta, o kadar da kötü değil.
- In the end, it's not that bad.
O sonunda İngiltere'ye geri döndü.
- She went back to England in the end.
Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.
- In the end, we ended up eating at that shabby restaurant.